top of page
  • Yazarın fotoğrafıBetül Varol

Duygu Bilimci Virgo


Adım Virgo. Dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri’ye bağlı küçük bir gezegenden geliyorum. Bugün yıldızımın ışığı olarak görebildiğim yansıma, dört yıl önceye ait. Jülyen takvimiyle yüz yirmi yıl önce, Homo Sapiens’i evrendeki her canlıdan farklı ve özgün kılan özelliği olan duygularını bir “duygu bilimci” olarak incelemek üzere Evren Konsey’i tarafından Dünya’ya gönderildim. İnsan dışında duygu çeşitliliği bu denli fazla bir canlı evrende yok. Benim gezegenimde de ne yazık ki hiçbir canlı duygu hissetmiyor.


Yakında gezegenime döneceğim bildirildi. Son görevim türün kendini Robot’a çevirmesi konusunda bir rapor hazırlamak olacak. Gerçekten çok üzgünüm. Üzgün oluşumun ilk nedeni İnsan’ın kendisini nasıl tükettiğini görmek, diğer sebep ise artık benim de duyguları hissediyor olmam. Zaten bu yüzden “üzgünüm” diyebiliyorum. Bu gezegene gelene kadar duygu diye bir kavramdan sadece haberdardım. Şimdi ise ne demek olduğunu anlayabiliyorum. Onlarla iç içeyken pek çok şey öğrendim: aşkı, korkuyu, hazzı, nefreti, hüznü, coşkuyu, merakı… Ben hissedebilmek için bu kadar çabalarken, onların duyguları yok etmeye çabalamasını anlamak benim için imkansız.


Kullandıkları en yaygın, yasal ve teşvik edilen yöntemlerden biri antidepresan kullanımı. Olumsuz denen bazı duyguları hissetmemek için icat etmişler. Oysa antidepresanlar duyguları bastırırken olumlu ya da olumsuz ayırt etmiyor. Öfkeyi, kızgınlığı, depresyonu hissetmeyi engelliyor ama aşkı, huzuru, coşkuyu da insandan koparıyor.


Antidepresan kullananı dikkatli gözlemlerseniz, fark edebilirsiniz. Bakışlar donuklaşmıştır, ölü bir balığı andırır. Gülüş sadece dudaklardadır, gözlere yansımaz. Empatiden, anlayıştan uzaklaşır çünkü kendinden de uzaklaşmıştır. Duyarsızlaşır, çünkü o “olumsuz” dediği duyguların enerjisinden de mahrum kalmıştır. Kızgınlığın o dönüştürücü enerjisini kullanmadığında haksızlıklara “dur” diyemez. Sınırlarını koruyamaz. Hitler’i yoldan çıkaran duygu öfkeydi ama Gandhi’yi yola çıkaran duygu da öfkeydi. Hangi duyguyu hissederse hissetsin, onun verdiği olağanüstü enerjiyi nasıl kullanacağını bilmediğinde, bunun bir armağan olduğunu unutur ve bastırmanın en kolay yolunu seçer, yani hapı yutar. Dökebiliyorsa bile gözyaşlarının çoğu gerçek değildir artık, tıpkı gülüşü gibi.


Üzücü ama gerçek; Homo Sapiens kendini Robo Sapiens’e “evriltmeyi” becermiş.


Betül Varol

52 görüntüleme2 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör

Uyanış

bottom of page